-
1 yürekler acısı
adj. heartrending, lamentable -
2 yürekler acısı
heart breaking -
3 yürek
yürek çarpıntısı Herzklopfen n;bende yürek Selanik oldu mir hing das Herz in den Hosen;yürek vermek sich (D) ein Herz fassen;-in yüreği ağzına gelmek v/unp jemandem Angst und Bange werden;-in yüreği cız etmek v/unp wehmütig werden;yüreği geniş ungerührt; großmütig;-in yüreği kalkmak v/unp ganz aufgeregt sein;yüreğim serinledi ich fühlte mich erleichtert;-in yüreği yağ bağlamak frohlocken über A;-in yüreğine inmek plötzlich tot umfallen; plötzlich seinen Geist aufgeben; jemandem aufs Gemüt schlagen;-in yüreğine işlemek fig jemandem an die Nieren gehen;-in yüreğine su serpilmek sich erleichtert ( oder getröstet) finden;yüreğini boşaltmak sein Herz ausschütten;-in yüreğinin yağları eriyor es zerreißt ihm das Herz; ihn überfällt die Angst;yürekler acısı Seelennot f; herzzerreißend;yürekten von Herzen; herzlich (Dank, Gruß) -
4 yürek
(-ği)1) се́рдцеyüreki çarpmak — а) возника́ть - о сердцебие́нии; б) волнова́ться
yüreki deli gibi vuruyordu — се́рдце его́ бе́шено би́лось
2) се́рдце (как вместилище чувств человека), душа́yürekten — серде́чно, и́скренне; от души́
yürekten dilemek — от души́ жела́ть
3) сме́лость, отва́гаbu iş yürek ister — э́то де́ло тре́бует сме́лости
◊
yürekler acısı — а) бе́дствие, несча́стье; б) о́чень печа́льный, душераздира́ющий -
5 sergilemek
vt1) ausstellen2) zur Schau stellenyürekler acısı bir manzara \sergilemek ein Bild des Jammers bieten
См. также в других словарях:
yürekler acısı — sf. Çok acıklı Yaptığı hatadan sonra ümitsiz bir insana benziyor, yürekler acısı fevkalade bir vaziyet alıyordu. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fecaat — is., ti, esk., Ar. fecāˁat Çok acıklı, yürekler acısı durum Balkan Harbinin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük
feci — sf., Ar. fecīˁ Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik İkimiz de feci bir akıbete doğru yuvarlanıyoruz. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük